Silivri’de Adnan Oktar krizi: Görüş kabini bulunamıyor

İSTANBUL – Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü’ne (AOSSÖ) yönelik ‘güncel yapılanma’ ve ‘kaçakçılık’, ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘resmi belgede sahtecilik’ ve ‘kara para aklama’ suçlarından açılan davalar İstanbul’da devam ediyor. Oktar, bu nedenle hükümlü olarak bulunduğu Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden geçici olarak Silivri’deki Marmara Kapalı Cezaevi’ne nakledildi. Yaklaşık 1 aydır Silivri’de bulunan Oktar, yeni davalarda tutuklu sıfatıyla yargılanıyor. Hükümlülere yönelik kısıtlamaların uygulanmadığı Oktar, ve AOSSÖ üyeleri nedeniyle Marmara Cezaevi’nde görüş krizi yaşanıyor.

GEÇİCİ OLARAK SİLİVRİ’YE GETİRİLDİ

‘Suç örgütü kurma ve yönetme’, ‘cinsel istismar ve cinsel saldırı’, ‘eğitim öğretim hakkının engellenmesi’, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ gibi suçlardan 8 bin 463 yıl hapis cezasına çarptırılan ve cezası Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından onanan Oktar, İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi ve İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaları nedeniyle Van’dan İstanbul’a getirildi.

2018 yılında örgüte yönelik düzenlenen operasyondan bu yana cezaevinde olan Oktar, hüküm giydiği davadan infazı için Van’daki cezaevinde tutuluyordu. İstanbul’daki diğer davaları için Van’dan nakli yapılan Oktar, duruşma dışındaki vaktini avukat görüşüyle geçiriyor.

DİĞER TUTUKLULARIN AVUKATLARI GÖRÜŞ KABİNİ BULAMIYOR

Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, yerine kayyum atanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer gibi isimlerin tutuklu olarak bulunduğu Marmara 9 No’lu Cezaevi’nde tutulan Oktar’ın ve örgüt üyelerinin uzun süren görüşleri nedeniyle, cezaevinin diğer sakinleri avukat görüşlerini yapamıyor. Cezaevine gelen uluslararası heyet üyeleri de, saatler süren bekleyiş nedeniyle görüş yapamadan ayrılmak zorunda kalıyor.

Yaklaşık 2 bin nüfuslu cezaevinde avukatlar için 11 görüş kabini bulunuyor. Cezaevinde görev yapan infaz koruma memurlarının da durumdan şikayetçi olduğu öğrenilirken, Oktar’a haftada 3 gün avukat görüşü kısıtlaması getirildiği belirtiliyor.

Caption

Related Posts

Zeytinyağı markaları ifşa edildi: Sahte olduğu bu işaretten anlaşılıyor

Tarım ve Orman Bakanlığı, gerçekleştirdiği denetimlerin ardından sahtecilik yaptığı belirlenen zeytinyağı markalarını kamuoyuna açıkladı. Bakanlığın yayımladığı son listede, taklit ve tağşiş yoluyla üretilmiş zeytinyağı satan firmalar yer aldı. Halk sağlığını tehlikeye atan bu markaların teşhir edilmesiyle birlikte, sahte zeytinyağını ayırt etmenin yolları da yeniden gündeme geldi.

Salim Güran, Yüksel Güran, Enes Güran ve Nevzat Bahtiyar hakkında dikkat çeken karar

Narin Güran cinayetiyle ilgili Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi, sanıklar Narin’in amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran ve komşuları Nevzat Bahtiyar’ın tutukluluk hallerine yapılan itirazları reddetti. Mahkeme Başkanı ise Yüksel ve Enes Güran’ın tahliye edilmesi gerektiği yönünde muhalefet şerhi koydu.

Özgür Özel’den ‘dokunulmazlık’ resti: ‘Beni de atsın hapse’

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, hakkında hazırlanan dokunulmazlık dosyasının TBMM’ye sunulmasına ilişkin “Bir ben kaldım, beni de atsın hapse. Biz demirden korksaydık, trene binmezdik. Bizim gündemimizde fezleke, dokunulmazlık yok” dedi.

Havalimanında kaos: Kilometrelerce kuyruk oldu, uçuşlar kaçtı

İspanya’nın başkenti Madrid’deki Adolfo Suarez Madrid-Barajas Havalimanı’nın T-4 terminalinde büyük bir kaos yaşandı. Pasaport kontrol noktaları çöktü, kilometrelerce kuyruk oldu…

Trump dünyayı şaşırtmaya devam ediyor: Şimdi de parfüm satmaya başladı

ABD Başkanı Donald Trump, şimdi de “Victory 45-47” adlı parfüm serisini piyasaya sürdü. 249 dolarlık fiyat etiketiyle satılan ve üzerinde altın renkli Trump heykeli bulunan parfümler, hem kadınlara hem erkeklere hitap ediyor. Trump, ürünü Truth Social’da “kazanmak, güç ve başarı” mesajlarıyla tanıttı.

Elçin Sangu soluğu karakolda aldı: ‘Can güvenliğim yok’

Sosyal medya ünlüsü Ceren Yılmaz, oyuncu Elçin Sangu ve erkek arkadaşı Yunus Özdiken tarafından tehdit edildiğini ve işlerine engel olunduğunu iddia etti. Sangu, kendisine yöneltilen suçlamaların ardından soluğu karakolda alırken, ‘can güvenliğim yok’ diyerek Yılmaz hakkında şikayetçi oldu.